Normal şartlarda gezegenlerin  enerjileri dışa dönüktür, nelerin peşinde olduğumuzu ve bunu hangi alanlarda gerçekleştirmek istediğimizi anlarız onlar sayesinde ancak retro olduğunda bu enerjiler içe döner ve artık peşinde olduğumuz şey dışarıda bir yerde değil tamamen içimizdedir.

“Neyi arıyorsak o” içimize dönüp bulmamız gereken bir konu olmuştur artık. Bu durum da oldukça subjektiftir  elbette ki. Geri giden gezegen temsil ettiği konuyla ilgili problemler ve duraksamalar yaşatarak, çözüm üretebilmek adına bizleri zorlar.

Neptün doğum haritamızda neyi anlatır? 

Neptün astrolojide ideallerin, hayallerin ve rüyaların, sezgilerin gezegenidir. Yaratıcı esinlenmelerin, hayal gücünün, merhamet ve duyarlılığın, şefkatin ifadesidir. Yaşamın bir, hepimizin tek ve mükemmel, sınırsız ve sonsuz bir kaynaktan yaratılmış ve aynı mükemmelliğin izlerini taşıyan parçalar olduğumuza dair aşkın bir farkındalığı hedefler haritalarımızdaki yerleşimi, açıları ve burç konumlarına bağlı olarak. Elbette bu aşamaya ulaşmak, bu farkındalığa ruhumuzu yükseltmek çok kolay olmamakla birlikte Neptünyen diyebileceğimiz konularda bunun izlerini bulabiliriz. Tüm spiritüel arzularımız Neptünyendir mesela… Meditasyon, yoga, inzivalar, dualar, dini ritüeller de Neptün ile alakalıdır.

Başkalarına empati beslediğimiz, koşulsuz ve karşılıksız sevdiğimiz, şefkat ve affedicilikle yaklaştığımız her durum ve olayda Neptün‘ü deneyimliyoruz aslında… Kalbimize doğan ilhamlar, geleceği önceden sezebilme yeteneği, duyu görü gibi psişik deneyimler de Neptün gezegeni ile alakalıdır.

İlahi olanla bir olduğumuza inanıyorsak kişisel kaderin ötesindeki kadere teslim oluyorsak her şeyi güzellik ve sevgi içinde görüyorsak; “yaratılanı, yaratandan ötürü” seviyor ve iyi – kötü, güzel – çirkin, doğru – yanlış gibi kutupsal değil de tek bir kaynağın muhteşem yansımaları olarak görebiliyorsak eğer, kişileri ve olayları işte o zaman Neptün enerjisini olumlu olarak kullanıyoruz demektir…

Hayatın gerçeklerini reddediyorsak, sorumluluklardan kaçıyorsak ya da görmezden geliyorsak pasif ve çaresiz bir düşünce yapısı ile her şeyi Allah’a havale edip bir insan, bir kul olarak vazifelerimizi yerine getirmekten imtina ediyorsak bu durumda Neptün enerjisi bizlere karmaşa, kaos, kayıp, üzüntü, çaresizlik, kader kurbanı olma hissi ve kafa karışıklığı olarak yansıtacaktır enerjilerini.

Her çaresizlik, karmaşa ve kaos bizi gerçek dünyadan uzaklaştırdıkça da kendimizi çeşitli uyuşturucularla bu dünyadaki gerçekliğimizden uzaklaştırdıkça uzaklaştıracağız.

Bu durumda alkol ve uyuşturucu ile bedenimizi uyuşturarak ya da saatlerce uyuyarak bambaşka bir boyutta ömrümüzü tüketerek, belki de televizyon başında saçma sapan programlarla saatlerimizi geçirerek yapacağız bunu.

Doğum haritalarımızda Neptün hangi alanda yerleşmişse o alanda dağılma ve çözülmelere açığızdır. Hayal kırıklığı ve yanılgı olasılığımız vardır. Bunun yanı sıra bizi sınırlayan korkularımızdan nasıl sıyrılabileceğimizi, benliğimizin sınırlarını nasıl aşabileceğimizi de sezgisel olarak keşfetme olasılığını da aynı alandan bulabiliriz. En ince ve naif duygularımızı geliştirdiğimiz, ilham aldığımız, yaratıcı olduğumuz, evrensel boyutları yakalayabildiğimiz, önemli şeylerin kendiliğinden geldiği, ilahi yardım aldığımız yer de burasıdır.

Neptün Retrosu neyi anlatıyor?

Düz hareket ettiği dönemlerde kafa karışıklığı yaşıyorsak gerçekleri görmekte zorlanıyorsak ve kendimizi bir tür oyalanmanın içinde gerçekleştiriyorsak kendi yarattığımız sanal dünyamızda yaşıyorsak ve evrenden, yaratıcıdan, kaynaktan kopuk bir şekilde ömür geçiriyorsak şimdi retro Neptün adeta gerçekleri yüzümüze çarpacaktır.

Sorunlarımızın temeline inip gerçek eylemlerimizi ve bunların sonuçlarını bize göstererek onlardan kaçmadan yüzleşmemizi isteyecektir. Sadece gözümüzle gördüğümüz, elimizle tuttuğumuz şeylere inanıyorsak “ben sadece gerçeklerle yol alırım” diyorsak üzgünüm ki bu dönem bazı hayat alanlarımızda hayal kırıklığı ve belirsizlikler sonucu kendimizi kader kurbanı olarak bulabiliriz. Aldanmaya, aldatmaya ve belirsizliklerin getirdiği umutsuzluğa hazır olalım bu durumda.

Bu süreç boyunca elle tutulan, gözle görülen somut gerçeklere odaklanmamız zorlaşabilir. Kendimizi bedenimizin dışındaymış gibi hissedebiliriz. Bu dönemde yapılacak en iyi şey meditasyon, içe dönüş ve inziva halidir aslında.

Kendimizi ve varoluş amacımızı sorgulamak, kendimizin dışında da bir evren ve onun yaratıcısının varlığını sezgisel olarak keşfetme zamanlarındayız. Retro Neptün bizlere sadece fiziksel varlıklar olmadığımızı hatırlatıyor. Fiziksel varoluşumuzun getirdiği günlük stres, kriz ve sorunlara daha yukarıdan bakmamıza yardımcı olacak bir dönem içerisindeyiz. Dünyanın ve üzerindeki her şeyin faniliğini hatırlamamız için, farkındalığımızın açılacağı bir dönem içerisindeyiz, elbette ki hayata hangi pencereden baktığımıza bağlı olarak da kişisel olarak her birimiz için değişecek bu durum.

Bu süreç meditasyona başlamak için olumlu bir zaman dilimi. Hali hazırda yapıyorsak süresini uzatabiliriz. Ramazan ayını yaşadığımız bu güzel günlerde inancımız doğrultusunda ibadetlerimizi eksiksiz yapmaya gayret ederek de olumlu anlamda bu süreçten yararlanabiliriz.

Aracı olmaksızın Yaratıcı ile dolaysız bir bağlılık içerisinde kalmaya gayret edebiliriz. Yardımlaşma, merhamet, birlik ve beraberlik içerisinde tüm yaratılmışlara faydalı olacak her türlü faaliyet içerisinde olmaya özen göstermemiz gerekiyor. Sevgimizi, ilgimizi, şefkatimizi ve maddi olanaklarımızı başkaları ile paylaşarak kendimizi çoğaltacağımız dönemdeyiz.

Maddi ve manevi olarak kendimizden vereceğimiz her bir şey huzurumuzu arttıracak, başka canlılara göstereceğimiz her şefkatli dokunuş aslında kendimize duyduğumuz şefkatin yansıması olacaktır. İyiliği sürdürebilmenin, olumsuzluklara göğüs germenin anahtarları ise aşkınlık, arınmışlık, adanmışlık olacaktır tıpkı Neptün enerjilerinin  olumlu ifadeleri gibi.

Zihinsel kaynaklı korkuların bizi ele geçirmesine izin vermeden, bu korkularımızın kaynağını içimize dönerek objektif olarak algılayıp, sezgilerimizin de yardımıyla bulmaya çalışalım. Bakalım hangi kaygılarımız, hangi korkularımız bizi ele geçirmiş? Hayallerimizden nerede vazgeçmişiz? Hislerimizle ne zaman bağımızı koparmışız da bu kadar maddesel dünyaya saplanıp kalmışız? Neptün’ün enerjisinin olumlu kullanarak alkol ya da diğer bağımlılıklara bel bağlamadan, olayları daha geniş bir çerçeveden ele alıp, her şeyin tam da olması gerektiği gibi gittiğini, bu dünyanın fani bir dünya olduğunu ve bizlerin de onda  birer misafir olduğumuzu hatırlama vaktindeyiz.

Yüreğimize yapacağımız yolculuğumuzda, ruhumuzun arınmasını ve yücelmesini; dünyaya ruhsal anlamda  “dünya dışından bakabilme” yetisi kazandığımız farkındalıklı ve yaşanmaya değer günlerimiz  olmasını diliyorum hepimize tüm kalbimle. Sevgi ve ışıkla, gökyüzü rehberimiz olsun